DİYARBAKIR- Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi, işkence ve kötü muameleye ilişkin 7 aylık hak ihlali raporunu dernek binasında açıkladı. Raporun açıklanmasından önce basın açıklamasını okuyan avukat Zeynep Karayılan, barış, adalet, eşitlik, özgürlük, insan onurunun korunması ve bunları güvence altına alacak demokratik düzenden giderek uzaklaşıldığını belirtti. ÖHD’nin takip ettiği 24 dosyanın 14’üne ilişkin soruşturma sürecinin devam ettiğini, 9 soruşturma dosyası hakkında mevcut ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ ilişkin karar verildiğini ve sadece 1 dosyaya ilişkin ‘basit yaralama’ suçundan ceza davası açıldığını söyleyen Karayılan, “İşkence ve kötü muameleye ilişkin dosyaların takipsizlikle sonuçlanması mevcut güvenlikçi anlayışın ve yürütülen cezasızlık politikasının bir sonucudur” dedi.
‘CEZASIZLIK GÜVENCE ALTINA ALINMAYA ÇALIŞILIYOR’
Siyasal iktidarın, uluslararası mekanizmaları ve onların yaptığı eleştiri ile uyarıları dikkate almadığını belirten Karayılan, işkenceyi önlemeye yönelik iyileştirmelerin yapılmadığını, aksine mevzuatta işkence yasağının mutlak niteliğine aykırı düzenleme ve değişiklikler yaparak cezasızlığı ‘güvence’ altına almaya çalıştığını söyledi. İşkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının önceki dönemlere göre arttığı ifade edilen açıklamada, “Türkiye’de kolluğa verilen sınırsız yetki ve yargı sistemindeki cezasızlık politikasının bir sonucu olan işkence ve kötü muamelenin bir an önce son bulması ve suçun faillerinin, bağımsız ve tarafsız bir yargı önünde hesap vermeleri için çalışmalarımız devam edecektir. Soruşturma süreçlerinde ve keyfi olarak artan işkence vakalarının son bulması ve bir politikaya dönmesini engellemek için başta Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı olmak üzere yetkili ve sorumlu bütün kamu otoritelerinin etkin soruşturmaların yapılabilmesi için sorumluluk alarak gerekli girişimlerde bulunmaya, cezasızlık politikalarını terk etmeye; bütün ulusal ve uluslararası kamuoyunu ve kurumları, insan hakları kurumlarını ve medyayı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” denildi.
‘DİYARBAKIR’DA İŞKENCE BİRTAKIM KAMU GÖREVLİLERİ TARAFINDAN SİSTEMATİK HALE GETİRİLDİ’
Basın açıklamasının ardından ÖHD’nin işkence ve kötü muamale raporu açıklandı. İşkence iddialarına ilişkin ÖHD’ye yapılan başvuruların ve başvurucunun beyanlarına yer verilen raporda, “Yerinde yapılan tespitler ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerin ardından yapılan birebir görüşme, adli raporlar, ayrıntılı anlatımlar, gözlem ve incelemeler; gözaltına alınan şahısların işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını doğrulamaktadır” denildi. İşkenceye ilişkin iddiaların hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulması, bağımsız heyetlerce araştırılması, adli yargılama süreçlerinin her aşamasının uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülmesi gerektiği belirtilen raporun sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı:
“İşkenceye maruz kalan mağdurların, Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşme ve belgelerde yer alan, “zararın karşılanması” haklarının gereği tüm boyutları ile yerine getirilmelidir.
İşkence ve kötü muamele, kasten yaralama, kasten insan öldürmeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma, yağma, hakaret ve tehdit suçlarının işlenmiş olması ihtimaline binaen re ’sen soruşturma başlatılmalıdır.
Maddi gerçeğin açığa çıkarılması ve faillerin tespiti açısından etkili bir adli soruşturmalar yürütülmelidir.
Diyarbakır’da birtakım kamu görevlileri tarafından sistematik hale getirilmiş olan işkencenin son bulması için başta İşkenceye Sıfır Tolerans şiarıyla Yargısal Reformu yakın zamanda kamuoyuna açıklayan Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Adalet Bakanlığının sık sık ifade ettikleri işkenceye karşı tutumlarının gereği olarak acilen kentte yurttaşlara işkence ve kötü muamelede bulunan ve bu muamelede bulunanları kamunun gücüyle koruyan tüm kamu personellerinin görevden alınıp hakkaniyete uygun, etkin bir soruşturma yapılması için gerekli talimatları vermeleri gerekmektedir.
TBMM’de bulunan siyasi partiler ile iletişime geçilerek adil yargılanma hakkı ile bağdaşmayan, anayasa ve yasamızın ahengiyle bütünleşmeyen, çağdaş demokratik devlet düzeninden uzaklaştıran müdafi görüşme hakkını kısıtlayan CMK. 154/2 hükmünün kaldırılması elzemdir.
Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu İnsanlık dışı ya da Onur kırıcı muamele ve işkence ile ilgili tüm sözleşmelere uygun şekilde “Bağımsız” ulusal ve uluslararası denetim mekanizmalarının oluşturulması ve artık ülkede ve özellikle işkencenin sistematik hale getirildiği Diyarbakır’da işkencenin son bulması adına hükümeti derhal gerekli girişimlerde bulunarak bu insanlık suçunu işleyen ve bu suça ortak olanların yargı önünde hesap vermesi için harekete geçmeye davet etmekteyiz. Ayrıca kurumumuz, tüm bu yaşananlar karşısında sessiz kalan yetkili ve sorumlu kurum ve kuruluşları göreve davet etmektedir.”