Haftanın üç yazısından ikisi Ermenistan’la ilgili. EADaily’de Makedontsev, Yunanistan savunma bakanının Erivan ziyareti üzerinde duruyor ve ziyaretin Ermenistan’da, Rusya’ya alternatif olarak Yunanistan’ın güvenlik garantörlüğü seçeneğinin propagandasını yapmak için kullanıldığını vurguluyor. Nezavisimaya Gazeta’da Avakov ise neredeyse eksiksiz çevirdiğim uzun makalesinde Ermenistan’ın AB üyeliğinin fiilen mümkün olmadığını ve bu yoldaki enformasyon bombardımanının “yeni bir dış siyaset” oluşturulması amacıyla kullanıldığını belirtiyor.
Vzgylad’a yazan Yuriy Mavaşev, “Yeni Türkiye Araştırmaları Merkezi” müdürü. Bu merkezin ciddi hiçbir çalışmasına rastlamadım; daha ziyade Türkiye için lobi faaliyetlerinde bulunduğu izlenimi ağır basıyor. Rusya’nın nükleer santralle askeri altyapı oluşturmaya çalıştığı iddiası bence de ciddiye almaya değmeyecek kadar afakidir; bununla birlikte normal şartlarda Rusya’da bir düşünce kuruluşunun Rusya hükümetine Türkiye kamuoyunu aydınlatmak için medya çalışması örgütlemesi çağrısı yapması da pek görülmüş şey değildir.
‘Yunanistan savunma bakanı Erivan’da ne konuştu?’
Ermenistan-Rusya ilişkileri hızla bozulurken Ermenistan yetkilileri güya güvenlik garantisi ve Türkiye-Azerbaycan tandemine karşı koymak için dayanak olacak yeni ülkeler bulmaya çalışıyor.
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias 4 Mart’ta resmi bir ziyaretle Erivan’daydı. Yunan bakanın Erivan ziyareti, Ermenistan’da başlatılan, Rusya sınır muhafızlarının Evartnots havaalanından ve ülke sınırlarından uzaklaştırılmasına yönelik enformasyon kampanyasıyla eşzamanlıydı.
Yunanistan bu bağlamda Paşinyan hükümetine Rusya’ya alternatif olarak özellikle gerekliydi. Yunanistan da Paşinyancıların davetinden Ermenistan’ın güvenlik garantörlüğü için kendisine bir fırsat yaratmak üzere yararlanmaya çalışıyor. Dendias’ın Ermenistan Savunma Bakanı Papikyan’la basın toplantısındaki şu sözleri tesadüf değildi:
“Ülkelerimiz ve Kıbrıs arasında üç taraflı, başarılı bir savunma işbirliği şeması yarattık. Ama Fransa ve Hindistan’la başka üçlü veya dörtlü mutabakatlar da olabilir. …”
Dendias, o da Ermenistan’ın hamisi imgesi yaratan Fransa’yı andı. Ancak küçük bir “ayrıntıyı” es geçti. Rusya ve İran’la düşmanca ilişkiler içinde bulunan Fransa Orta Asya’daki pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor; bunun örneği de Macron’un 1-2 Kasım’da Kazakistan ve Özbekistan ziyaretleriydi. Fransa bu iki ülkeden uranyum almak istiyor, bu da günümüz şartlarında ancak, beşinci cumhuriyetin ekonomik ilişkileri koparmadığı Azerbaycan ve Türkiye üzerinden yapılabilir. Dolayısıyla, Dendias’ın Fransa-Hindistan-Yunanistan-Ermenistan savunma işbirliği formatı üzerine sözleri, karşısındakileri lümpen sayan ve Ermenistan’da Avrupa-Atlantik propagandasını hedefleyen demagojiden başka bir şey değil. … (P. Makedontsev / EADaily, 6 Mart)
‘Akkuyu’nun geleceği’
… Rusya’nın Türkiye’ye dönük uzun vadeli menfaatleri açısından barışçıl nükleer alanında işbirliği son derece gelecek vaat ediyor. Rusya yapımı çağdaş enerji ünitelerinin kullanım ömrü 60 yıl, bu uzatılarak 100 yıla çıkarılabilecek. En azından bu süre boyunca iki ülke arasında enerji bağları kopamaz.
Türk nükleer uzmanlarının Rusya’daki bir üniversitede eğitim alacak olmaları da daha az önem taşımıyor. Bu, uzman ve bilim alanında belli karşılıklı ilişkiler ortaya çıkaracak ve bunları koparmak, Batı ülkeleri dahil herhangi biri için son derece güç olacak. …
Türkiye’deki Batı yanlısı güçler de bunu iyi biliyorlar. Türk basınında muhaliflerin “iyi düşünüp taşınma” çağrıları yaptığı makaleler sık sık çıkıyor. Türkiye’deki Batı yanlısı bir yayının yazarı Deniz Zeyrek’in yazısında, Moskova’nın santralin inşaatı bahanesi altında Mersin’de “ciddi bir askeri altyapı” kurduğu ileri sürülüyor. Bunun mümkün olmadığı, çünkü prensip olarak mümkün olamayacağı, Türkiye’nin beşinci kolunu hiç rahatsız etmiyor. Batı yanlısı gazetecilere, Rusya’nın barışçıl nükleer teknolojisi söz konusu olunca pek endişelenen sözümona çevreciler de eşlik ediyor.
Bu aynı zamanda, enerji diplomasisine bizim yumuşak gücümüz medya ve enformasyonun eşlik etmesi gerektiğini gösteriyor. … (Y. Mavaşev / Vzglyad, 7 Mart)
‘Ermenistan-AB ilişkileri’
Zelenskiy’in Ermenistan’ı ziyaret edeceği söylentileri henüz dinmişti ki yetkililer Ermenistan vatandaşlarına AB’ye girme meselesini düşünmeyi önerdiler. Ülke ekonomik anlamda pek çok açıdan Rusya’ya bağımlı olduğundan bu fikri milli güvenliğin güçlendirilmesi ve demokrasinin geliştirilmesi bahanesi altında ileri sürüyorlar. …
Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, AB Erivan’ı birliğe katılmaya davet ederse Ermeni yetkililerin bunu düşüneceğini söyledi. Ancak Brüksel işbirliğini azami ölçüde genişletmeye hazır olmakla birlikte AB’nin gündeminin çok kalabalık olduğunu da şerh düştü. Grigoryan buna rağmen AB ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin zamanla güçleneceğini belirtti. Dediğine göre Erivan, “Avrupa güvenliğinin araç setinde bir parça olmak” istiyor.
Parlamento Başkanı Alen Simonyan da Avrupa entegrasyonu yönünde düşünmek ama acele etmemek gerektiğini söyledi. Simonyan’a göre Erivan’ın adımları tek taraflı kalmamalı. Simonyan ayrıca, Ermenistan’daki demokrasi seviyesinin bazı AB ülkelerinden de yüksek olduğunu vurguladı.
İktidar partisi “Yurttaş Sözleşmesi” de ülkenin, AB ile daha sıkı ilişkilerin tesis edilmesine hazır olduğunu ileri sürüyor. …
Öte yandan, Avrasya Uzman Kulübü üyesi Agas Tavadyan’a göre 2023’te Ermenistan’ın ihracatının başlıca kısmı Rusya, BAE ve Çin’e yapılıyor. Moskova’nın payı yüzde 40,6, diğer ikisi ise 34,4. 2021’de Abu Dabi ve Çin’e sadece yüzde 2,8 düşmüştü. Geçen yıl ihracat yüzde 55,3 artışla 8,4 milyar dolara ulaştı; son iki yılda ise 2,8 kat arttı.
Tavadyan, Çin ve BAE’ye yapılan ihracatın esas itibariyle Rusya’nın değerli taş ve madenlerinin re-eksportu olduğunu belirtiyor. 2022’de Rusya’ya en çok konyak satılıyordu, bugünse başlıca kalemler telefon, otomobil, tıbbi gereç ve telsiz parçaları gibi emtia. Eğer Rusya’ya yapılan ihracat düşülürse, Ermenistan’ın 2023 ihracatı yüzde 12,2 azaldı, son iki yıldaki artış ise sadece yüzde 0,6.
AB’ye gelince, 2023’de ancak dördüncü sırada yer bulabildi. Ermenistan’ın ihracatının sadece yüzde 8,4’ü AB ülkelerine yapılıyor. Ancak AB’ye katılmak için öncelikle Avrasya Ekonomik Topluluğu bünyesinde Rusya ile iktisadi ittifaktan çıkmak gerekiyor. Üstelik de bunu AB ile birlik imzasından, yani gerçek entegrasyondan çok önce yapmak gerekecek.
Ancak Ermenistan Parlamento Başkan Yardımcısı ve Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi özel temsilcisi Ruben Rubinyan, Erivan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğu’ndan çıkma niyeti olmadığını vurguluyor. AB’nin Güney Kafkaslar krizi özel temsilcisi Toivo Klaar da Brüksel’in Ermenistan’ın Avrasya’da kalkınma kararına saygı duyduğunu ileri sürüyor.
Stratejik Araştırmalar ve İnisiyatifler Analitik Merkezi yöneticisi Ayk Halatyan şöyle diyor:
“Günümüz şartlarında Ermenistan’ın Avrupa entegrasyonunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. AB’nin de içinde bulunduğu güçlükler dikkate alındığında genişlemek istemesi pek mümkün değil. Ancak Avrupa entegrasyonu bir perspektif olarak AB’nin post-Sovyet coğrafyasındaki nüfuzunu genişletmesi için çok etkili bir vasıta. Ayrıca Ermenistan Başbakanı Paşinyan için de, yurttaşları Rusya oryantasyonundan Batıya geçmekte iknaya yardım edecek başlıca kozlardan biri haline gelebilir. Paşinyan, en iyi ihtimalle orta vadede AB ile ortaklık sağlayabileceğini çok iyi biliyor. Birlik ise günün birinde olacaksa bile hiç yakın değil.”
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kıdemli çalışanı Stanislav Pritçin ise Avrupa entegrasyonunun Erivan’ı iktisadi bir felakete götüreceğini düşünüyor. …
Pritçin, Ermenistan yönetiminin Avrupa entegrasyonu konusunda konuşmalarını ise, tepkilerini değerlendirmek ve yeni bir dış siyaseti geliştirmek için yurttaşları ve uluslararası toplumu test etme girişimi şeklinde değerlendiriyor. (A. Avakov / Nezavisimaya Gazeta, 3 Mart)
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)