Havalar ısındı, keneler baş gösterdi!

Kene Uyarısı: Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar’dan Önemli Bilgiler

Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte kene alarmı tekrar gündemde. Sivas’ta, KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) teşhisi konulan 1.5 yaşındaki Metehan bebek, vücuduna kene yapışması sonucu hayatını kaybetmişti. Kenelerden korunma yöntemleri ve doğru bilinen yanlışlar hakkında Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar ile konuşan Cumhuriyet, kritik bilgileri okuyucularıyla paylaştı.

Kene Isırmalarından Korunma Yöntemleri

Erbaydar, Türkiye’de özellikle hyalomma marginatum adlı kene türünün KKKA’ya sebep olduğunu belirtiyor. Türkiye’de görülen KKKA ve Lyme hastalıklarına karşı henüz koruyucu aşının olmadığını vurguluyor. Kene ısırmalarından korunmanın önemine değinen Erbaydar, kene ısırmalarından korunma yöntemlerini anlatıyor: “Keneler genellikle kırsal alanlarda ve piknik gibi etkinlikler sırasında insanlara bulaşır. Bu nedenle, ayakların ve bacakların kapalı olması, paçaların çorap içerisine sokulması ve açık renk kıyafetlerin tercih edilmesi önemlidir. Ayrıca kene kaçırıcı spreylerin kullanımında dikkatli olunmalıdır.”

Zaman Kritik: Kene Tutunması Durumunda Hemen Müdahale Gerekli

Erbaydar, kenelerin Orta Anadolu Bölgesi’nde yoğun olarak görüldüğünü belirtiyor ve kenelerin artık virüs taşıyabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle Sivas, Yozgat, Kayseri ve Ankara gibi şehirlerin kırsal alanlarında kene nüfusunun yüksek olduğunu ifade ediyor. Kene tutunması durumunda hemen müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayan Erbaydar, kenenin en kısa sürede çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Enfeksiyon riskini azaltmak için kenenin hemen çıkarılması önem taşıyor.

Keneleri Doğru Bir Şekilde Çıkarma Yöntemi

Keneyi doğru bir şekilde çıkarmak büyük önem taşıyor. Erbaydar, keneyi yanlış çıkarmamanın asıl tehlike olduğuna işaret ediyor. Keneyi doğru bir şekilde çıkarmak için ip dolayarak çekme yönteminin uygulanabileceğini belirtiyor. Keneyi ezip sıkıştırmadan çıkarmak gerektiğini vurguluyor.

Related Posts

Bel ve sırt ağrınızın altında yatan gizli tehlike

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan Kaya, 40 dereceyi geçen skolyoz vakalarının yalnızca estetik değil, aynı zamanda solunum fonksiyonları ve iç organ sağlığı açısından da ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı. Erken teşhis ve gerektiğinde cerrahi müdahale, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabiliyor.

Alışkanlıklar böbrek taşına davetiye çıkarıyor

Medipol Sağlık Grubu’ndan Acıbadem Bölge Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış, böbrek taşı hastalığına karşı koruyucu önlemlerin çok önemli olduğunu belirterek, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, aktif yaşam ve ideal kilo aralığında kalmanın böbrek sağlığını korumada etkili olduğunu bildirdi.

Her yıl 559 bin kişinin ölümüne yol açan hastane süper mikrobu plastikle besleniyor

Hastanelerde sıkça karşılaşılan süper mikrop Pseudomonas aeruginosa, tıbbi plastikleri yiyerek hayatta kalabiliyor. Brunel Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü ve Cell Reports dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, bu ölümcül bakteri, tıbbi cihazlarda kullanılan plastiklerle beslenerek hem daha uzun süre hayatta kalıyor hem de tedaviye karşı daha dirençli hale geliyor.

Yakın aralıklarla kansere yakalanan 3 kardeş 10 yıldır verdikleri yaşam mücadelesini kazandı

İstanbul’da Refika ve Beytullah Yuva çiftinin çocukları 14 yaşındaki Abdulsamet, 12 yaşındaki Havva Nur ve 11 yaşındaki Mislinan, yaklaşık 10 yıl önce yakın aralıklarla yakalandıkları lenfomayla olan mücadelelerini, anneleri ve dışarıdan uyumlu donörün bulunmasıyla kazandı.

Sadece bir hafta bu yiyeceklerden uzak durdu, kendini çok daha iyi hissettiğini söyledi!

Trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu “görünmez organ” mikrobiyota, sindirimden bağışıklığa, ruh halinden nörodejeneratif hastalık riskine kadar sağlığımızı baştan aşağı düzenliyor. Uzmanlar, dengeli bir mikrobiyota için lif ve fermente gıdaları, probiyotik takviyeleri, düzenli egzersiz ve kaliteli uykuyu şart koşuyor.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.